"Tozlu kasabaların, herkesin ölümünün anons edildiği taşraşehirlerinin, ficek atmaya giden kızların, ansızın boşalan yağmuryüzünden oraya buraya kaçıganların, ilk sayıda batacağını bile biledergi çıkarmaktan vazgeçmeyen genç edebiyatçıların ve bir yazarınyazgısının hatırlanacağı arızalı bir yolculuk olacak bu; beni bitkindüşürecek. Aralarında hiçbir insicam bulunmayan bir sürü hatıradansonra yeniden dünyaya, o koyulmuşların evine geri döndüğümde,bir kez daha, 'hatırlamak da bir ihanettir' diye söyleneceğim."